Çarşamba, Nisan 01, 2009

Teşekkür


Biten bir ilişkinin ardından herkesin aklına tek bir şey geliyor "biz nasıl bu hale geldik?!?"
Başlarken hep beraber olalım diyorsun, sonsuza kadar sürsün, karşımdaki adam/kadın hep beni sevsin, benim olsun..Aradığı her şeyi bende bulsun..
Oluyor da bir süre, gerçekten böyle oluyor..Önce arkadaşlar çıkıyor hayatından, teker teker..Aramıyorsun sormuyorsun, o var ya artık hayatında, ondan başkasına ihtiyaç duymuyorsun..
Seni sarsıyorlar, "yeter artık kendine gel!"diyorlar duymuyorsun...Onunla tanıştığında geniş bir arkadaş çevresi olan senin, gün geliyor etrafında sadece seni çok seven, ne olursa olsun yanında yer alacak dayanabilen gerçek dostların kalıyor..
Sen yavaş yavaş seni sen yapan tüm özelliklerinden sıyrılıp bambaşka birine dönüşüyorsun, seni sen yapan şeyler aslında karşındakinin de sana aşık olduğu özelliklerin.. Ama sen hala olan bitenin farkında değilsin, senin aşkın hastalıklı bir şekilde boyut değiştirip bağlılıktan ziyade bağımlılık haline geliyor, hala görmüyorsun...
Halbuki bir erkeğe/kadına bağımlı olabilecek yapıda değilsin, çalışıyorsun kazanıyorsun, kendi ayaklarının üstünde kendin duruyorsun ama bunlar senin için yeterli olmuyor.. Sanıyorsun ki yapamazsın, hayat onsuz olmaz..Ne büyük gaflet :)
Sonra o insan sana hayatının dersini veriyor, o hep senin olacak sandığın insan gün geliyor, artık senin olmuyor...İdrak etmek başta zorluyor seni "biz bu hale nasıl geldik" soruları uçuşuyor kafanın içinde
Geliyorsun işte arkadaşım..Benliğini kaybetmeden 'biz' olmayı öğrenemiyorsu(m)n...
O an senin için hiç gelmez umarım, ama gelirse umarım ki yanında benimki gibi gerçek bir dostun olur ve her şeye yeniden başlarsın...

Her zor anımda bana güç veren, bana dayanabilen dostum, kıvırcık kırmızı kafam;
Sana hiç teşekkür etme fırsatım olmadı, iyi ki varsın :)