Perşembe, Ocak 21, 2010

Günüm aydınlansın diye...


Johnny Depp'i hep sevmişimdir. Hiç öyle odasına poster asan kızlardan olmadım ben. Bir çoklarının aksine asi görünüşlü uzun saçlı , küpeli erkekleri de beğenmem. Çok aksesuar kullanan adamlardan hiç haz etmem ama onun yeri ayrıydı. Hala ayrıdır. Bohem tarzıyla beni benden alır.
Filmlerini severim, oyunculuğunu çok severim. 'Edward Scissorhands', 'Benny & Joon', 'Ed Wood', 'Don Juan DeMarco' hala favorilerim arasındadır...
Bu resmiyle günümü aydınlatmıştır. Yaşı kaç olursa olsun benim için arzu nesnesidir. Kabülümdür :)

Salı, Ocak 19, 2010

Yalnız mıyım?


Altın Küre Ödül Töreni'nin tekrarını izledim dün. Beni gören biri sanır ki ya ben ya da en yakınlarımdan biri ödül kazandı. Aynı onlar gibi heyecanlandım, ağla ağla içim şişti, gözlerim kurbağa gibi oldu. Ama nasıl ağlamaktır o, kendime şaşırdım..
Ödül törenlerinde böyle olurum ben, ama en çok Oscar ve Golden Globe'da (ilgi alanım sinema olduğu için) Geçen sene de böyle olmuştu. Kate Winslet ağlıyor, tv karşısında ben de hüngürdüyorum :)
Beni etkileyen şey belki de insanların hayallerinin gerçek olduğu ana tanıklık etmektir. Mutluluktan gözlerinin dolması, heyecandan hazırladıkları konuşmaları unutmaları, sinemaya olan aşkları, işlerine tutkuyla bağlı olmaları belki de, bilemiyorum..
Öğrenciyken hayallerim vardı, hayata dair umutlarım.. Şimdi de var tabii ama eskisi kadar bulutlar üstünde değil, mantık çerçevesinde. Nasıl böyle oldum, yıllar geçtikçe korkaklaştım, cesaretimi kaybettim. Hayallerimi unuttum ya da hep daha ileriye erteledim?
Bilmek istiyorum yalnız mıyım acaba?

Hangi hayallerinizi ertelediniz ya da hangilerinden vazgeçtiniz?
Sayın 91 ve ulaş'ım soru sizlere?

PS: mim değildir. Sadece meraktır, malumunuz Cer de meraklıdır ;)

Çarşamba, Ocak 13, 2010

Bir Ömür Otla Geçer mi?


Ulaş'ımın dediği doğru, yeni yılla beraber bir rehavet bastı beni... Nasıl tembelim ama tembel hayvan bile benden daha hareketlidir, o kadar.. Yoğun geçen bir yılbaşı haftasından sonra (evet evet sormayın, pek bi sosyalleştik şu üç günde) elimi kaldırmak bile istemiyorum..
Diyete başlamamın da etkisi var tabii, evet yine otluyorum, salata yiye yiye inek gibi hissediyorum artık kendimi... Eee şu son haftalarda tüm ömrüme yetecek kadar yedim ne de olsa..
Dolayısıyla üretim sürecinden uzaktayım. Kalan bi damlacık enerjimi de işimde kullanıyorum malumunuz bu blog sahibesinin de faturalarını ödemesi gerekiyor..

"Ne diyeti ya sen gayet iyisin" diyen cici arkadaşlarıma mini bir PS:
Kadın kısmı -Victoria's Secret defilesine çıkacak kadar taş gibi olsa da- yine de halinden, kendinden ve de bedeninden memnun olmaz..