Öfke kontrolünde başarısızım, bir de kendi sesimi kalın sanıp bağırmaya başlayınca da sonuç felaket oluyor. Ama olmuyor dayanamıyorum, bazı durumlarda istesem de soğukkanlı olamıyorum. Sabah yine sinirlendim, halbuki gayet olumlu bir şekilde gelmiştim şirkete, yine olmadı yine olmadı..
Adamı görünce Ally McBeal gibi kafamın dışında bir baloncuk çıkıyor. Ben baloncuğun içinde onun kafasına stilettolarımın topuklarıyla vuruyorum, iki parmağının arasını kağıtla kesiyorum, saçlarını yoluyorum, vücuduna ağdayı boşaltıyorum sonra da bezi yapıştırıp çekiyorum vs...
Sevgili direktörler, müdürler, üst düzey yöneticiler hakkınızda bu şekilde düşünülmesini istemiyorsanız size birkaç önerim olacak.
1. Patrona yalaklanıcam diye onun her söylediğine 'Tabii efendim ne demek, hemen hallederiz' DEMEYİN!
Yapılması gereken: Eğer bir beynin varsa, önce bir düşün bakalım bu işin oluru nedir diye..
2. Kimsenin yanına hesap sorar bir şekilde gitmeyin, özgüvenini yaralamaya yönelik şeyler SÖYLEMEYİN!
Yapılması gereken: Sen kıçını da yırtsan benim özgüvenimi yaralayamazsın. Ofis içinde benim üstüm olabilirsin ama en nihayetinde iyi yetişmiş, iyi bir okul bitirmiş, iyi konuşan, yabancı dili olan benim. Dolayısıyla dışarda nasıl bir çevreye sahip olduğumu ve nasıl yaşadığımı bilemezsin. İyisi mi bana hiç bulaşma beybi.
3. Kendi işlerinizi başkalarına yüklemeye ÇALIŞMAYIN!
Yapılması gereken: Patron senden bir rapor istiyorsa, bu raporu bir zahmet kır kıçını otur da kendin yaz.
4. Sorduğunuz sorunun cevabını DİNLEYİN, hatta genelleme yapayım karşınıza gelen insanı DİNLEYİN!
Yapılması gereken: Bir şey soruyosun, sonra gidiyorsun başka bir insanla ilgileniyorsun. Ben o arada anlatıyorum, eee ama aynı soruyu bana tekrar sorarsan o baloncuk devreye giriyor işte. Eşek mi osuruyo orda hımbıl!!
Neyse yazdım biraz olsun rahatladım.. Bu sinir stres olayım sürerse, yazının devamı da yakındır, gelir...