Pazartesi, Nisan 20, 2009

Pazartesi zırvaları

Güneşli şıkır şıkır bir pazartesi ve biz yine topluca ofiste öğle tatilini bekliyoruz. Açık havada çayımızı yudumlayalım, sigaramızı içelim. Bir saatlik keyif sona erince de işimizin başına dönelim.
Bundan önce çalıştığım yerde öğle tatili diye bir şey yoktu. Yemekleri daracık mutfak gibi bir yerde yer, sonrasında masaların başına dönerdik. Gün ışığından mahrumduk, kötüymüş gerçekten..
Patronların, çalışanlarının insan olduğunu unutmaları bana çok ilginç gelmiştir hep.. Belki de patron olmanın gerektirdiği budur bilemiyorum. Elemanlara makine gibi davranmak, onların da zaman zaman dinlenmeye ihtiyaç duyduğunu önemsememek, izin konusunda her zaman sorun yaratmak, tatillerde bile rahat bırakmamak ve teknolojinin nimetlerinden yararlanıp sürekli taciz etmek.
İyi patron ya da yönetici görmemek benim kadersizliğimdir belki de.. Şu 'secret' olayını ben de mi bir denesem acaba ;)