Çarşamba, Ocak 13, 2010

Bir Ömür Otla Geçer mi?


Ulaş'ımın dediği doğru, yeni yılla beraber bir rehavet bastı beni... Nasıl tembelim ama tembel hayvan bile benden daha hareketlidir, o kadar.. Yoğun geçen bir yılbaşı haftasından sonra (evet evet sormayın, pek bi sosyalleştik şu üç günde) elimi kaldırmak bile istemiyorum..
Diyete başlamamın da etkisi var tabii, evet yine otluyorum, salata yiye yiye inek gibi hissediyorum artık kendimi... Eee şu son haftalarda tüm ömrüme yetecek kadar yedim ne de olsa..
Dolayısıyla üretim sürecinden uzaktayım. Kalan bi damlacık enerjimi de işimde kullanıyorum malumunuz bu blog sahibesinin de faturalarını ödemesi gerekiyor..

"Ne diyeti ya sen gayet iyisin" diyen cici arkadaşlarıma mini bir PS:
Kadın kısmı -Victoria's Secret defilesine çıkacak kadar taş gibi olsa da- yine de halinden, kendinden ve de bedeninden memnun olmaz..