Pazar, Eylül 26, 2010

Bu bir özeleştiri aslında...

Kabul ediyorum, bu aralar fazla dağıttım.. Bu yazı deli-dolu, renkli ve eğlenceli geçireceğime dair kendime verdiğim sözü tuttum ama amacımı aştım.. Çok anlamsız ve gereksiz hareketler sergiledim, bunların sonucunda çok güldüm, çok eğlendim ama ben, ben olmaktan çıktım..
Bu sabah 10 yıllık arkadaşımdan sıkı bir fırça yedim, "kendine gel" ile başlayan ve sıralanan cümleler birbirini kovaladı telefonda.. Yaptıklarımın, olanların farkında değildim sanki, yataktan zorla kaldırılmış ama hala uyanamamış gibi, rüya gibi hatırlıyorum her şeyi..
Tatille tüm bağlarımı koparıp İstanbul'a dönünce yazın ağırlığı üstüme çöktü.. Yorgunum ve bu yüzden bir süre izole bir hayat yaşamak istiyorum.. Sadece işim, evim ve en yakınlarımın içinde olduğu bir hayat.. Temizlik vakti geldi anlayacağınız..
Bu yaz blogu çok ihmal ettim ama sebebi vardı.. Yaşadıklarımı yazdıkça önce hafifliyormuş gibi hissediyordum, oysa ki üstümdeki ağırlık bir kat daha artıyordu öyle hissediyordum.. Geçti, bu bir süreçti ve geçti...
Bu bir özeleştiri aslında, yazıyorum ve sıyrılıyorum...