
Bi canım sıkkın, bi çok iyiyim, bu aralar biraz dengesizim. Aslında kelimenin tam anlamıyla çok yoğunum. Yoğunluktan blogla ilgilenemiyorum. Gündüzleri sürekli bi uyku halinde olma isteğim var, o yüzden rehavet çöküyor yazı yazarken. Hayatımla ilgili anlatmak istediklerim var, ama yazasım yok..
Günlük konuşmalarla geçiştiriyorum insanları da
"Bayram da geçti gitti değil mi şekerim? Zaman nasıl da hızlı akıyor", "Aralık geldi ama hava lokum gibi" vs.. içi boş cümleler kuruyorum hep..
Oysa ne çok şeyim var anlatacak. Benim için çooooook önemli insanların hayatları hızla değişiyor. Mesela;
Pek sevgili bi arkadaşım Stanford'dan burs aldı, doktora için ABD'ye gidecek. Bi diğeri evlilik hazırlıklarıyla gelinlik bakma telaşında. Öbürü yasak aşka düştü düşecek gibi, hep son anda geri adım atıyor. Annem Bodrum'a taşınıyor. Sevgili (evet barıştık) desen alacaklarının peşinde, bi yandan işiyle bi yandan da benimle uğraşıyor
Ben... Ben mi? Borç batağının kenarından döndüm. O sıkı diyeti salladım ama yediklerime dikkat ediyorum, hala dondurma ve çikolata yemiyorum :(
Arkadaşlarımı da salladım bu aralar...
Arkadaş lafı geçmişken 91 bey, benim bey maça gidecek galiba. Biz de beraber mi seyretsek mi maçı acaba ?